abla-fav

aysegulcoruhlu.com dan November 17,2024 tarihinde print edilmistir.

Vücudunuzdaki yağlar ne renkte; beyaz, bej, kahverengi?

Ekran Resmi 2022-11-27 14.59.00
ayşegül coruhlu hakkında

Dr. Ayşegül Çoruhlu

Cellular Longevity
Circadian Health
Reverse Aging
Longevity

Diğer Makalelerim

2030 Yılında Yaşlanma Duracak mı?
Longevity nedir?
Isınarak bağışıklığınızı arttırın!

Vücudunuzdaki yağlar ne renkte; beyaz, bej, kahverengi?

Kilomuz ideal olsa bile vücudumuzda belli bir miktar yağ depomuz mevcuttur. Kilolularda bu depo daha yüksektir. Ancak klasik olarak biz vücuttaki tüm yağların aynı olduğunu sanırız. Oysa vücudumuzda üç farklı türde yağ vardır. Renklerine göre beyaz yağlar, bej yağlar ve kahverengi yağlar. Kilo alınca göbeğimizde, kalçamızda biriken yağlardan hoşlanmayız. Bu hoşlanmadığımız yağların rengi beyazdır. Yağların kahverengi ve bej olanlarını ise çok istemeliyiz. Çünkü, bej ve kahverengi yağlarımız arttıkça zayıflarız. Nasıl mı?

Yağ depolarına adipoz doku deriz, yağ hücrelerine de adipositler. Bunlar üç tiptir, sırayla tanıyalım.

Sevilmeyen beyaz yağlar

Klasik anlamda bildiğimiz yağ depomuzdur. Yiyeceğin fazlası buralarda depolanır. Yemekten gelen şekerin ve yağların enerjiye dönüştüremediğimiz kısmının stok yeri bunlardır. Adı üstünde depo yağlardır. Bu yağ hücrelerinin içi tıka basa ‘lipid droplet’ dediğimiz, kocaman tek bir yağ damlacığıyla doludur. Yemek sonrası salınan insülin, eğer fazla yemek yenmişse, bu depoya kandaki yağları ve şekeri gönderir. (Şekeri de yağa çevirterek depolatır). Sağlıklı metabolizma halinde olması gereken budur, yani sadece yiyecek fazlaysa depolanmalıdır. Bu evrimsel adaptasyon sonucudur. Yiyeceğin bol olduğu zamanlarda fazla yiyeceği depolamak, yiyecek kıtlığı zamanları için bir güvenceydi. Beyaz yağların varoluşunun temel amacı, yiyecek kıtlığına dayanacak depo enerjiyi sağlamaktı.

Ancak günümüzde, yiyecek kıtlığı olmayan bir beslenme ile sürekli ve fazla yiyecek yenmesi bu depoları hep dolu tutuyor. Obez yapan bu depolarda biriken yağdır. Bu yağı depoya gönderen insülin olduğu için, insülin rezistansı, diyabet gibi durumlarda kalori olarak çok yemesek de yağlar bu depoya yönlendirilir. Sağlıksız, hazır gıdaların kolaylıkla insülini artırabilmeleri sebebiyle, fazla yemesek de bu depoları dolu tutabiliyoruz. Zaten bunun adı metabolik sendrom olarak geçiyor. Vücudunuzun orta bölgesinde yağlanma ile kendini belli ediyor. Beyaz yağlar, normalde fazladan yiyeceğin depolandığı yer iken günümüzde sağlıksız yiyeceklerin de depolandığı yerdir diyebiliriz. Bunlardan kurtulmak için kilo vermeye çalışırız. Kilo verdikçe azalan yağlar beyaz olanlardır. Kilo vermekle bej ya da kahverengiler azalmaz. Aksine onları artırmanın bir yolunu bulmalıyız.

Gelelim kahverengi yağ depolarına.

Isıtan kahverengi yağlar

Kahverengi yağların temel görevi vücudun ısısını sağlamaktır. Evrimsel olarak, tıpkı beyaz yağların yiyeceğin bolluğu ve azlığına adaptasyon için mevcudiyeti gibi, kahverengi yağlar da çevre ısısının soğuk veya sıcak olmasına adaptasyon için varlar. Eğer ortam soğuksa, kahverengi yağlar aktive olup vücut ısısını artırırlar. Mesela kış uykusuna yatan hayvanlarda kahverengi yağ çoktur. Bu yağlar kış boyu hayvanı sıcak tutar. Aynı şekilde bebeklerde de kahverengi yağ çoktur. Bebekler soğuğa adapte olabilirler. Ancak yaş ilerledikçe kahverengi yağ deposu azalır. Aslında hiç azalmasa hatta daha aktif olsa, oturduğumuz yerde zayıflarız. Ki bu konuda çok çalışma yapılmaktadır. Birazdan anlatacağım.

Beyaz yağ hücreleri neden beyazdır; çünkü içleri kocaman tek bir yağ damlasıyla doludur. Peki kahverengi olan yağ neden kahverengidir? Kahverengi yağların içinde tek büyük bir yağ damlası yerine, minik minik yağ damlaları vardır. Ayrıca, beyaz yağda çok az olan mitokondriler, kahverengi yağda boldur. Mitokondri bolluğu sebebiyle kahverengi gözükürler. (Mitokondrilerin içinde demir içeren bölgeler vardır, kahverengi oradan gelir). Mitokondriler bizim ATP enerjisi ürettiğimiz küçük enerji fırınlarıdır, fırın olarak enerji yerine ısı da üretebilirler. Kahverengi yağ dokusu, eğer dış ortam soğuksa, bu fırınlardan ısı oluşturur. Buradaki termogenin proteini, adı üstünde termostat gibi çalışır ve vücut ısısını yükseltir. Bu ısı için kullanılan ham madde ise yemekten gelen yağ ve glikozdur. Yani kahverengi yağcıklar, yemeği ne enerjiye çevirir ne göbeğinizde depolar. Yediğinizi kelimenin tam karşılığıya yakar ve ısı oluşturur. İşte bu ısı dengesi bebekte çok önemli olduğu için onlarda kahverengi yağ çoktur.

Ancak erişkinlerde de kahverengi yağ hücrelerinin olduğu tespit edilmiştir. Az da olsa mevcut olan kahverengi yağ hücrelerinin aktive edilmesi için yöntemler araştırılmıştır. Örneğin B adrenerjik ilaçlar denen ilaçlar sempatik sistemi aktive ederek bu yağların çalışmasını sağlar. Bunun dışında soğuk ortamda bu yağların daha iyi çalıştığı görülmüştür. Fare deneylerinde, hayvanlar soğuk ortama maruz bırakılarak incelendiğinde, kandaki şekeri beyaz yağ hücrelerinin değil kahverengi yağ hücrelerinin kaptığı görülmüştür.

Kahverengi yağ dokumuzun daha aktif olmasını kısmen sağlayabiliriz. Ancak sayılarını arttırmak zordur. Biz beyazlardan kurtulmak için onları biraz kahverengileştireceğiz. İşte tam kahverengi olmayan yani orijinal gibi değil ama onun gibi çalışan yağ hücreleri de var. Bunlar bej yağ hücreleri diyoruz.

Sayısını artırmak elimizde; bej yağ hücreleri

Bej yağ hücreleri, beyaz yağ hücrelerinin değişimi ile oluyor. Bejler, kahverengilerin 4’te biri kadar yağı ısıya çeviriyor ama hiç çeviremeyen beyazlardan iyiler. Bejlerin rengi içlerinde biraz mitokondri olmasından geliyor. Bejleri artırdıkça metabolik sendromdan, insülin rezistansından, kilodan kurtuluyoruz.

O halde yazımızın biz ne yapalım bölümüne gelelim.

Yağlarımızın rengini değiştirmek için yapacaklarımız:

1- Beyazlar azalsın diye kilo vereceğiz. Beyazların büyümesinin temel sebebi insülin olduğu için, insülin piklerinden kurtulacağız. Bunun için işlenmiş unlu-şekerli gıda yemeyeceğiz. İnsülin rezistansının gündüze göre çok daha yüksek olduğu akşam saatlerinde yemeyeceğiz.

2- Kahverengilerin sayısı bebeklikten sonra düşüyor. Ama mevcut olanları aktive etmek için;

  • Ense bölgesine soğuk su tutabiliriz, çünkü orada çoklar.
  • Onları aktive edecek sempatik sistem sinyali için egzersiz yapmak. Egzersizle artan adrenalin, noradrenalin onları aktive eder.

3- Kahverengilerin aktive olması için, Omega 3, zerdeçal ve acı biberler tüketebiliriz.

4- En önemli konumuz ise beyazları bej yapmak.

5- Bejleri artırmak için; soğuk duş, uykuda serin yatak odası ve egzersizi sayabiliriz.

Bej ve kahverengi  yağ dokusu, beyaza göre az miktardadır. Ancak aktive olduklarında, vücuttaki fazla yiyecekten gelen kalorinin harcanmasını farelerde yüzde 100, insanlarda yüzde 40 artırabilirler. Aslında konu kalorinin harcanma miktarından öte bir konudur. Bu iki yağ hücreleri aktive olduğunda, genel olarak metabolizma hızlanır, insülin rezistansı azalır, kandaki trigliseridler azalır. Ayrıca bunlar aktifken, beyazların uslu durduğunu düşünebiliriz. Çünkü kandaki yağ ve şeker beyazlara depolanacağına bunlar tarafında kullanılmaktadır. Beyazların uslu durmalarındaki avantajımız kilomuzu korumakla kalmaz, asıl konu tüm hastalıklarımızın azalmasıdır. Beyazlar birer endokrin organ gibi inflaamsyon yapan sitokinler salarlar. Obeziteyle beraber görülen çoğu hastalık bununla ilişkilidir.

O halde yağlarımızı ‘ bronzlaştırıyoruz’. Özetle;

  • Spor
  • Soğuk
  • Sağlıklı beslenme
  • Akşam açlığı.