Dr. Ayşegül Çoruhlu
Cellular Longevity
Circadian Health
Reverse Aging
Longevity
Diğer Makalelerim
Saatli bomba ‘metabolik sendrom’
Metabolik sendrom, kliniğimde çok karşılaştığım ve daha çok erkek hastalarımda gördüğüm bir durum. Kişiler henüz teşhis edilmiş bir hastalığa sahip değiller. İlaç da kullanmıyorlar. Üstelik kiloları da çok değil. Ancak metabolik sendromları varsa bu kişiler benim gözümde birer saatli bomba. Çünkü metabolik sendrom, önlem alınmazsa ileride bir yerden patlak verecektir. O yüzden sizde olup olmadığını anlamak için nasıl tanı koyduğumuzu anlatayım.
Metabolik sendrom kriterleri şu şekilde:
• Açlık şekerinin 100 ve yukarı olması
• Trigliseridlerin 150 ve üstü olması
• Tansiyonun 13 / 8.5 ve üzeri olması
• İyi kolesterol yani HDL’nin kadınlarda 50 ve altı, erkeklerde 40 ve altı olması
• Bel çevresinin kadınlarda 80 cm ve üstü, erkeklerde 94 cm ve üstü olması. (Bazı kaynaklar daha bonkör; kadınlarda 88 cm ve üstü, erkeklerde 102 cm ve üstü olarak yazıyor. Ama ben alt sınırları daha doğru buluyorum.)
Sadece bu kriterlere bakılarak ‘metabolik sendrom’ denilse de aşağıdaki kriterleri de pakete ekleyebiliriz:
• İnsülin direnci olması (Yani açlık şekeri dışında açlık insülinin de yüksek olması)
• Ürik asit yüksekliği
• CRP değerinin 1 ve üzeri olması
• Karaciğer yağlanması…
Bu kriterler size tanıdık geldi mi? Ülkemizde bu sendroma sahip erkek sayısı yüksek. Amerika için verilen rakamlar ise Amerikan erişkin nüfusunun yüzde 25’inin metabolik sendroma sahip olduğunu gösteriyor. 50 yaş ve üstünü alınca bu yüzde çok daha artar. Metabolik sendromda sorun şu ki henüz tam bir hastalık oluşmadan da bu sendroma sahip olabilirsiniz. Yukarıdaki kriterlerin tam olarak bir hastalık hali olmadığını düşünebilirsiniz. Kendi testlerinize bakıp ‘Ne tansiyonum çok yüksek , ne de şekerim’ diye düşünebilirsiniz. Ancak bunlar gelecek olayların kokusunu veren başlangıç paketi.
Bu pakette çoğunlukla dikkat çeken başka bir durum, bu kişilerde yüksek total kolesterol değeri olmayabiliyor. Karaciğer yağlanmaları henüz ilk evrede olabiliyor. İlaç kullanacak diyabet durumları olmayabiliyor. Hatta bir kısmı kilolu dahi değil. Ancak bu tablonun varlığı yakında sağlık sorunlarının büyüyeceğini gösteriyor. Ortaya çıkacak sorunlar neler olabilir? Diyabet, kalp hastalıkları, damar sertliği, damar tıkanıklığı, tansiyon, ileri karaciğer yağlanması, gut hastalığı, obezite. İşte yukarıdaki kriterler tüm bu hastalıkların öncülü. Metabolik sendromu olan kişiler için bu hastalıklar kapıda bekliyor. Bu kişilerin bir an önce önlem almaya başlamaları lazım. İş işten geçerse, şeker için ilaç, tansiyon için ilaç, ürik asit için ilaç diye liste uzar gider.
Metabolik sendrom kriterlerinde yüksek total kolesterol yazmaz. Total kolesterol değerleriniz normal olabilir. Ama bu kişiler düşük HDL ve yüksek trigliserid yüzünden risk altındalar. Bu yüzden kolesterol ilacı da kullanmaları söz konusu olabilir. Kaldı ki yüksek şeker ve insülin rezistansı sadece diyabet hastalığının konusu değildir, damarları da hasarlar. Belli bir çizginin üzerine geçmiş iseniz hekiminizin verdiği bu ilaçları da kullanmalısınız. Amacım hastalıklar ortaya çıkmadan önce risklerinizi fark etmenizdir. Resim bir bütün olarak ele alındığında metabolik sendromu olan kişilerde kardiyovasküler riskler de yüksektir. Kardiyovasküler riskler deyince üstü kapalı ifade ettiğim şey; yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı ve kalp krizidir.
Metabolik sendrom piyangosu size çıktıysa neler yapabilirsiniz?
Öncelikle hekiminizle yakın temasta olmalı, yıllık kontrollerinizi atlamamalısınız. Kardiyolog kontrolünü, şikayetiniz olmasa da yıllık rutininize eklemelisiniz. Kendi yapabileceklerinize gelince, onları da şöyle sıralayalım:
• İdeal kilonuza inmeye çalışmalısınız. Metabolik sendrom varlığı karaciğer yağlanması ve bel bölgesi kilosuna sebep olur. Kilonuz olmasa bile beliniz kalınlaşmışsa bu yağlardan sağlıklı beslenmeyle kurtulabilirsiniz. Beldeki yağlardan kurtulmanın en kolay yolu akşam yemeğini çok erken ve çok hafif yemektir. Gece açlığı, belinizi eritir. 3 gün deneseniz siz de şahit olursunuz.
• Beslenmenizi sanki diyabetmişsiniz gibi yapmalısınız. Bunu aslında hepimiz yapmalıyız. Unlu şekerli gıdalardan uzak durmak hepimiz için iyi. Ancak metabolik sendromu olan kişi bu konuda daha erken önlem almalıdır. Zaten basit karbonhidratları artırsalar hop diye yükselen trigliserid değeriyle karşılaşırlar.
• Metabolik sendrom iç organ yağlanması ve bel-göbek yağlanmasıyla sizi kronik enflamasyon haline sokar. İnsülin direnci de aynı şeyi yapar. Enflamasyonu engelleyen besinler bitkisel besinler iken artıranlar yine unlu-şekerlilere ek olarak, işlenmiş gıdalardır. Demek ki; manava yakınsak, enflamasyona uzak oluyoruz.
• İşlenmiş etler zaten Dünya Sağlık Örgütü’nün kanserojen grubuna koyduğu gıdalardır. Damar hastalıklarına yatkınlığınızı arttırır. Ürik asidiniz daha da yükselir.
• Ürik asit artıran, karaciğer yağlanması ve insülin rezistansı yapan diğer grup ise içinde yüksek mısır şurubu olan gıdalardır. Çoğu işlenmiş unlu şekerli gıdalar yüksek mısır şurubu içerir.
• Düşük HDL değeri metabolik sendrom paketinde geldiği için, HDL’nizi arttırmak için egzersiz, özellikle yürüyüş yardımcıdır. Mor sebzeler de HDL’nizi arttırmanıza yardımcı olur.
• Damarlarınızı ve kalbi korumak için iyi yağlar ve başta bol balık tüketmeniz gerekir.
• Alkol hem karaciğer için sorundur, hem ürik asidi artırır.
Bu yazı, kan testlerinize bir göz atmanız içindir. Yukardaki kriterlerden birden fazlası sizde varsa, sağlığınız için önlemleri şimdiden almaya başlamalısınız. Metabolik sendrom tek değil birden fazla hastalığın ipucunu verir. Henüz hiçbir şikayetinizin olmaması sizi geciktirmesin. Metabolik sendrom saatli bombadır. Patlamasını engellemek için yapacağınız her şey aynı zamanda tüm sağlığınıza ve uzayan ömrünüze katkıdır. Zaten sağlık önerilerimiz her zamankilerle aynı. Bu yazıda kimler bir an önce kolları sıvamalı, onun altını çizmeye çalıştım.