Gençliğin sırrı bu üç harfte gizli: NAD

Eğer uzun yaşam konusunda okuyan biriyseniz veya anti-aging konusu ilginizi çekiyor ise bu üç harfe defalarca rastlamışsınızdır. NAD+ olarak yazılan bu maddenin en son antiaging trendi olduğunu biliyor ama tam ne demek olduğunu, nasıl işe yaradığını bilemiyor olabilirsiniz. Bu yazı ile size NAD+ ‘ı tanıtacağım.

İşin özeti şu: ne kadar NAD+’ın varsa o kadar; gençsin, enerjiksin,zayıfsın, fitsin.

Evet , Amerikalıların dediği gibi ‘too good to be true’ yani doğru olamayacak kadar iyi diyebileceğimiz bu faydaları NAD+ nasıl sağlıyor?

Çok basit; NAD+ demek, vücutta ‘açlık var’ demektir. NAD maddesinin temel amacı,  enerji üreteceğimiz  yere yiyecekleri sırtında ‘taşımaktır’. Gerçekten de NAD maddesi, yiyeceklerin enerji olacak kısmı olan Hidrojeni sırtına alır ve NAD+H=NADH olur. NADH haliyle de gider ATP dediğimiz enerji birimimize döner. Bolca ATP ile biz istediğimiz kadar enerjik oluruz, istediğimiz hücresel iş için de bolca enerji sağlarız. İşte NAD’ın en temel işi bu; enerji üretimi için hammadde taşımak.

Peki bu kadar basit mi? Bizim zaten yeterince NAD’ımız yok mu? Sorun burada =YOK. Neden yok, açıklayalım:

NAD ve onun yemeği sırtına almış hali NADH arasında bir oran olmalı. İdealde NAD/NADH 700/1 olmalı. Yani ortalıkta NAD çok fazla sayıda olmalı.  Ancak oran bu iken hücresel gençlik halimizde oluyoruz. Ama NAD’ın çokluğu yemeğin azlığıyla orantılı. Oysa biz aralıksız ve gereğinden fazla yedikçe, tüm NAD’larımızın tepesine yiyecekler binip onu NADH yapıyor. Tüm NAD’lar biterse yiyecekleri kim taşıyacak? NAD ‘lar bitince yiyecekler nasıl yakılacak? Yakılamayacak, hepsi yağ olarak depolanacak. Yani NAD az ise hızla kilo alıyoruz. Aslında , insülin rezistansından, diayabete, alzheimerdan kansere kadar, kilonun ve obesitenin problem yarattığını bildiğiniz tüm hastalıklara yeni bakış açınızı ‘NAD azalması hastalıkları’ olarak değiştirebilirsiniz.

Bu hastalıklar bizi hızla yaşlandırır, bunu biliyoruz. Tersi , yani NAD fazlalığı nasıl genç tutar? NAD,  bizim gençlik genlerimizi açıp kapamada etkili olduğu için önemlidir. Hem de tam olarak ‘uzun yaşam genlerimizi’ etkiler. Sirtuin denen SİRT kısaltmasıyla yazılan genler, aktive olurlarsa uzun yaşamamızı desteklerler. NAD’ın varlığı bu genleri aktive eder. SIRT genleri, bizi genç tutar, düzgün DNA tamiri yapar, kansere karşı korur.

Şimdiye kadar uzun yaşam genlerini en çok ne aktive ederdi, hatırlayalım:AÇLIK. Açlıkta bu genler aktive olur. Az kalorili beslenince bu genler aktive olur.

NAD hali , üzerine yemek binmemiş hal olduğuna göre, NAD demek açlık demektir. Yani açlığın ömrü uzatmasının temel sebebi NAD’ı arttırmasındadır.

NAD’ arttırmak için ilk şart az yemektir.

NAD’ı başka ne arttırır: Egzersiz. Neden artırır? Egzersizde hareket enerjisi olarak ATP ye ihtiyaç duydukça, NADH halindeki yiyecek taşıyan versiyondan kurtulup NAD halini çoğaltırırız.

NAD’ın varlığı, tüm tamir, yenilenme,antiaging işlerinin hücresel kısmını destekler.

O halde NAD artırmanın yolarını yazalım:

-Yemek aralarına 4 saat koymak

-Mümkün olduğunca şekerli-unlu yememek

-Erken akşam yemeği ile ertesi gün sabaha kadar aç kalarak NAD stoklamak.

-Egzersiz yaparak fazla NADH’lardan kurtulmak. ( burada kendi notum olarak belirtmek isterim, yemekten sonraki 1. saat en yüksek NADH zamanı, tam bu anda hafif bir egzersiz, yürüyüş, dans etmek vs çok etkili olur).

-NAD’ nin yapıldığı temel maddelerden biri triptofan ki bu, hindide, muzda, çiğ kakaoda, kabak çekirdeğinde, çilekde var. Diğeri ise vitamin B3 yani niasin . Niasin de; ton balığı, hindi, somon, avakado, yerfıstığı, yumurta, siyah pirinçte var.

Gece açlığı ve yemekten 1 saat sonraki orta düzey egzersiz bana göre en etkili NAD artırma yöntemleridir.

NAD, çok zor üretilen bir maddedir. Stabil kalması çok zordur. ‘gerçek’ olmayanları mevcuttur. NAD ‘ın İV olanları vardır. İV yani intravenöz enjeksiyon yaptırırken iyi araştırmalıyız.