abla-fav

aysegulcoruhlu.com dan November 18,2024 tarihinde print edilmistir.

Hücrelerden Başlayan Yenilenme: Alkali Beslenme Nedir? Nasıl Uygulanır?

Alkali-Beslenme-dr-aysegul-coruhlu
ayşegül coruhlu hakkında

Dr. Ayşegül Çoruhlu

Cellular Longevity
Circadian Health
Reverse Aging
Longevity

Diğer Makalelerim

2030 Yılında Yaşlanma Duracak mı?
Longevity nedir?
Isınarak bağışıklığınızı arttırın!

Hücrelerden Başlayan Yenilenme: Alkali Beslenme Nedir? Nasıl Uygulanır?

blank 

Biyokimya dalında uzman bir hekim olarak öncelikle şunu kesinlikle belirtmeliyim ki; sağlık da hastalık da “hücre” düzeyinde ortaya çıkan durumlar. Nasıl ki bir şeyleri değiştirmeye ilk önce kendimizden başlıyorsak yine bu orantıyı kullanıp hücre biyokimyasından yola çıkarak sağlığımızı ele almaya başlayabiliriz.

“Alkali diyet nedir?” sorusu ise tam da bu sırada bize yepyeni bir kapı aralıyor. Hücresel boyutta başlayan bir sağlıklı yaşam biçimi olan alkali beslenme, en küçük yapı taşımızdan itibaren daha kaliteli bir şekilde yaşamanıza yardımcı oluyor.

O halde, alkali diyetin vücudumuzdaki etkilerini daha ayrıntılı bir şekilde beraber incelemeye başlayalım.

Hücrelerimizin Temizlenme Yolculuğu

Alkali beslenmenin inceliklerini size anlatmadan önce hücrelerimizde gerçekleşen temel süreçleri bilmemiz gerekiyor. Çünkü hepimizin de bildiği gibi biz trilyonlarca hücrenin bir araya gelmesinden oluşan özel organizmalarız. Ve canlılığımızın temel kaynağı hücrelerimizde meydana gelen enerji oluşumu. Tüm hücreler, yediğimiz yiyecekleri aldığımız oksijenle yakarak enerji oluşturuyorlar. Bu enerji olmadan yaşamın mümkün olmayacağı ise bilinen bir gerçek. Fakat hücrelerimiz bu süreci gerçekleştirirken oksijenle “yanma” sonucu vücudumuzda asidik artıklar oluşuyor. Bu asidik artıklar da tıpkı egzoz borusundan dışarı atılan motordaki yanmış gazlar gibi hücreden atılmalı ve vücudumuz temizlenmeli. Peki, bu nasıl mümkün olur? Şöyle ki;

–       Nefesle verdiğimiz karbondioksit,

–       Terleme,

–       İdrar ve dışkılama, bu asidik artıkları vücudumuzdan atma yollarımız. Unutmayın ki tüm bu fonksiyonlarımız vücudumuzda biriken artıkları atmamız gerektiği için var.

Alkali Beslenmenin Vücuttaki Rolü: Asit-Alkali Dengesi

Yukarıda da bahsettiğim asidik atıkların vücudumuzdaki istenmeyen etkilerini azaltmak “alkali” olmak ile mümkün. Basit bir kimya bilgisinden hatırlayacağımız üzere, asitler alkali ile yok oluyor. Yani bu temel işleyişi göz önüne alarak vücut fazla olanı atmak için alkali olmak istiyor diyebiliriz. Bu isteğini yerine getirmek için beslenmemizde yaptığımız doğru seçimlerle vücudumuzdaki asidik artıkların miktarını azaltmamız gayet mümkün. Bunun için de alkali diyetin püf noktalarını temel bir çerçevede ele alarak size anlatmak istiyorum.

Alkali Diyetin Püf Noktaları Neler?

Bu beslenme biçiminden her ne kadar alkali diyet diye bahsetsek de diyet sözcüğünün size çağrıştırdığı kısıtlayıcı anlamlara takılmayın. Çünkü alkali diyet/beslenme, en temel anlamıyla, vücudunuza aldığınız alkali gıda miktarının asit oluşturanlardan daha fazla olmasını sağlayan bir “ekleme ve dengeleme” işlemidir. Ve en çok önem taşıyan nokta da yiyeceğinizi seçerken gıdaların pH değerlerine dikkat etmek ve bu doğrultuda doğru seçimler yapmak aslında.

“Alkali beslenmek için hangi yiyecekleri tüketmeliyim?” sorusu ise en çok merak edilen konulardan biri. Bu doğrultuda alkali besinleri genel olarak; çiğ taze sebzeler, yeşillikler, meyveler,  yumru kökleri, balık türleri, baklagiller, zeytinyağlı yemekler, lor peyniri ve ceviz, fındık gibi çiğ kuru yemişler olarak sıralayabiliriz. Beslenmenizin temelini bu gıdalarla oluşturduğunuz takdirde vücudun pH dengesini de büyük ölçüde sağlamış olursunuz.

Bu tarz alkali gıdaların yanında işlenmiş gıdalardan uzak durmaya ve kızartma tüketmemeye dikkat edip, sofra tuzu yerine himalaya tuzu kullanmaya özen gösterin. Böylelikle oldukça uğraştırıcı ve günlük hayatta uygulaması zor olan kalori hesaplarını, kan grubu formüllerini ve protein-karbonhidrat oranlarını bir kenara bırakıp hem sağlıklı hem de mutlu yaşamanın tadını çıkarabilirsiniz.