abla-fav

aysegulcoruhlu.com dan December 17,2024 tarihinde print edilmistir.

Bağışıklık için 21 öneri.

Ekran Resmi 2021-08-22 21.21.18
ayşegül coruhlu hakkında

Dr. Ayşegül Çoruhlu

Cellular Longevity
Circadian Health
Reverse Aging
Longevity

Diğer Makalelerim

2030 Yılında Yaşlanma Duracak mı?
Longevity nedir?
Isınarak bağışıklığınızı arttırın!

Bağışıklık için  basit ama etkili 21 öneri

Bağışıklık ile yatıp kalktığımız bir buçuk yıldır, onu güçlendirmek için tonla öneri duydunuz. Bu yazımda basit gibi görünen ama çok işe yarayan ve neden yaradığını da basitçe açıklayan bir yazı hazırladım.

1-Şarkı söyle:

Şarkı söylerken ses telleri titreştikçe hemen yakınındaki vagus sinirine masaj yapar. Vagus siniri bağırsaktan beyne giden, parasempatik sistem dediğimiz stres karşıtı sitemimizi çalıştıran sinirdir. Vagus sinirinin aktif olması bizi hücresel anlamda bir iyileşme moduna sokar. Vagus sinirine dışardan elektrikli uyarı verilerek yapılan çalışmalar, bu uyarının iyileşme hızını arttırdığı  sonucuna varır.

Beyin-bağırsak ilişkisinde, vagus sinirinin beyne taşıdığı sinyaller stresli olup olmamızdan etklenir. Stres artığında, sempatik sistem aktive olur. Sempatik sistem demek, hücresel düzeyde bir tür gerginliktir, savaş ya da kaç modumuzdur. Bu haldeki  immun sistem daha dengesizdir. Hem savaşırken hem savaş sonrası iyileşmeyi yaparken daha başarısızdır. Örnek verelim: Gece mesut mutlu yatağımıza gideriz, gece kötü bir rüya görüp ertesi gün uçuk çıkarırız.Yani  rüyadaki sahte stres bile bizim sempatik sistemimizi aktive edip hücreleri savaş ya da kaç moduna sokar. Bu esnada immun dengesizlik olunca bu kadarcık fırsatı bile kaçırmayan herpes virüsü hemen dudağımızda çoğalabilir.

1 saat şarkı söylemek, lökositleri, sevgi hormonu oksitosini artırır, kortizolü düşürür.

Konuya şarkı söylemek olarak diye girdim, ama tüm iyi hissetme halleri bizi gevşetir, parasempatik sistemi aktive eder. İmmuniteyi dengeli ve güçlü tutar.

2-Meditasyon yap:

Meditasyonun sağlığa iyi gelmesi yine sempatik sistemden parasempatik sisteme geçmemizi kolaylaştırdığı içindir.

3-Kahkaha at:

Kahkaha atmak timüsü güçlendirir. Timüs organcığımız , çocukken aktiftir. Büyüdükçe içi yağ bağlar, etkisi çok azalan bir organcık olur.Oysa timusun bağışıklıkta çok mühim bir rolü vardır. Timüs;  virüslerle ve kanser hücreleriyle savaşan temel bağışıklık askerlerimizden T lenfositlerinin eğitim okuludur. Tüm T lenfositleri vücuda dışardan gelebilecek virüsleri nasıl tanıyacağını, vücudun kanserleşmiş hücrelerini nasıl farkedeceğini orada öğrenir. Daha da mühimi, bu işleri yaparken bizim kendi dokularımıza saldırarak otoimmun hastalıklara sebep olmamayı da orada öğrenir. Bitmedi; polen gibi zarasız dış etkenlere tepki vermemeyi de orada öğrenir. Görüldüğü üzere timusun verdiği eğitim çok mühimdir. Maalesef etkin çalışma süresi kısadır. Kahkaha atmak onu titreştirir. Kahkahanın ,vücuttaki stresi azaltması da ayrıca bağışıklık desteğidir.

4-Öğlen yemeğini dışarıda ye:

Gün ışığının yoğun olduğu, D vitamini yapabileceğin saatleri kaçırmamış olursun.

Hepimizin uzun aylar evlerde kaldığı dönem ile  Vitamin D nin bağışıklıkta ne kadar önemli olduğunu öğrendiğimiz dönem aynı zamana geldi. Herbirimiz doktorlarımızın desteğiyle vitamin D seviyemizi destek alarak yükselttik. Ancak vitamin D yi orijinal kaynağından güneşten alabileceğimiz dönemi kaçırmamalıyız. Yaz boyu , ofiste çalışıyorsak, öğlen saatlerinde yemek yerken biraz da güneş almayı ihmal etmemeliyiz.

5-Sarımsağı arttır:

Sülfürlü besinler viral savunmanın destekçisidir. Biz virüslerle savaşırken bazı savaşçı hücrelerimizi kullanırız. Makrofajlar bunlardan biridir. Makrofajlar vrüsü yiyerek onu içinde yokeder. İçinde virüs olan makrofaj, onu öldürmek için nitrik oksit denen maddeden kendine nitrojen radikalleri denen bir silah yapar. Bu silah çok etkili bir öldürücüdür.Ancak bu öldürücülüğünden hücrenin kendi kendisini koruması gerekir. Yani makrofaj,virüsü öldüren silahla kendisini vurmamalıdır. İşte bunu vücut; ‘tioller’ dediğimiz özel bir temzilikçi ekip ile sağlar. Konu sarımağa şöyle bağlanır; bu temizlikçi tiolleri artırmak için sülfürlü besinler gerekir. İşte sarımsak, soğan, brokoli, karnıbahar grubu besinler bu gruba girer. Temizlik desteği verirler.

6-Sabah rutinini değiştir:

Artık sabah gün doğarken kalk, gün ışığını gör ki sirkadiyen saatlerin kurulsun.

Sirkadiyen sistem tüm hücreleri etkiler. Her hücrede bir iç saat vardır.Bağışıklık sistemi hücreleri de sirkadiyen işleyişe göre çalışır. Güneşe bağlı gün döngüsünü bozarsak bağışıklık düşer. Bunu en kolay gece şiftinde çalışanlarda veya saat farkı çok olan ülkelere seyehatlerde farkederiz. Bu şekilde iç saatlerin geçici olarak bozulması bile bizi viral enfeksiyonlara karşı daha savunmasız yapar. Seyahat edip gece vardiyası çalışanı olmadık belki ama çoğumuzun uyku-uyanıklık düzeni şaştı. Çok geç yatar olduk. Üstelik o geç saatlere kadar sahte ışıklara yani tv ve cep tel ışıklarına baktık. İşte bu sahte ışık bizim sirkadiyen ritmimizi her bozduğunda immun sistemimizin dengesini de bozdu. Tekrar iç saatlerimizi kurmalıyız. Bu yaz güneş ile uyanıp gece elektroniklere bakmadan erken yatarak saatlerimizi ayarlayalım.

7-Kırmızı ışıkta otur:

Gece ışıktan kaç, elektroniklere saat 20.00’den itibaren bakma. Parlak ışıkları söndür. Yani sirkadiyen iç saatini gece de kur. Kırmızı ışık, mavi elektronik ışıkları kadar sirkadiyen ritmi bozmaz.

8-Ayakkabını çıkar:

Dünyayla temas kur. Toprağa bas. Ağaca sarıl. Negatif elektron yükünü artır. Vücut olarak bol negatif yüklü olmak , immun sistem için çok pozitif bir şeydir. Yukarda anlattığım parasempatik sistemde olmamızı sağlar.

9-Yemek ocağının ısısını kıs:

Çok uzun kısık ateşte pişir, haşlama yap, buharda pişir. Gıdaları çiğ tüketme alışkanlığını artır.

Yüksek ısıda pişirip en güzel gıdayı gıda halinden çıkarıp, onu immun sistemini dürten bir yabancı haline sokma. Doğal haliyle vücuda giren gıdaları immun sistem tanır, onlara tolerans gösterir, tepki vermez. Ancak çok yüksek ısıda pişince o gıdanın yapısı değişir, vücut için ’antijenik’ olabilir. Antijenik demek immun sistemin tepesini arttıran demektir. Doğal haliyle o besin sorun çıkarmaz ama fazla işlenmiş hali onu neo-antijene çevirir yani antijen değilken neo yani yeni bir antijene. Çoğu besinle derdimiz onların işlenerek doğal hallerinden uzaklaştırılıp birer neo-antijen haline getirilmeleri, ve immun sistemin buna sinirlenmesindendir.

10-Lokmamatik al:

Yani lokmalarını çiğnerken say. Kaç lokma yediğinde kimsenin gözü yok, ama bir lokmayı kaç kere çiğnediğin neo-antijen yapmaman için mühim. Çünkü yeterince sindirilemiş besinler de neo-antijen haline gelebilir. Sindirimin amacı bir besini en küçük haline dek parçalayabilmektir. Mide, pankreas vs bu işle ilgilidir. Ama biz az çiğnersek aşağıya çok iş kalır ve belki de iş bitmeden gıda içeri kaçar. İşte  sindirilmemiş o gıda neo-antijen olarak immun sistemi kızdırır.

11-Mide asidini yemek yerken artır:

Yemeğine bol limon koy ki neo-antijen yapma. Mide asidi çoğumuzun eksik, Üstelik çiğnemeden yutuyoruz. Doğal olarak mideye biraz destek için bol limonlu veya elma sirkeli yemekler bize sindirimde yardım eder.

12-Ağzını kapa:

Gece nefesini ağızdan alıyorsan ve burnunda sorun yoksa ağzını bantla. Nitrik oksit üret.

Nitrik oksitin virüslerle savaşta, silah yapımında kullanıldığını anlattım. Kolay nitrik oksit üretme yolu burundan nefes almaktır. Çoğumuz ağız açık uyuyoruz.Az nitrik oksit üretiyoruz. Mesela ağızdan nefes alan çocukların daha sık üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalandığı bilinir. Gerekirse ağzı bantlamak , burun nefesi almaya çalışmak gerekir.

13-Soğukta uyu:

Yatak odasının camını arala, oda ısısını düşür. Gece soğukta uyumak uyku verimini arttırır. Verimli uyku , iyi bir bağışıklık demektir.

14-Gözüne uyku bandı tak:

Uyurken ışığını kes. Ve mümkünse çıplak yat. Karanlık, uykunun ve melatoninin en önemli şartıdır. Çıplak yatmak çoğu kişide uyku verimini arttırır.

15-Sabah ensene soğuk duş tut:

İmmün sistemini güçlendir. Yapabilirsen kısa süreli buz dolu küvete gir. Kısa süreli soğuk uygulaması tüm dünyada sporcular arasında çok yaygındır. Soğuğu sevmeseniz de bunca sporcu ve ünlünün bir bildikleri var diye düşünüp motive olabilirsiniz.

16-Hamama gir:

Arada bir de saunaya, hamama git, vücudu ısıt, bağışıklığın ateşin var sanıp çoğalsın.

Yaz için iyi bir öneri olmasa da, sauna önerisi kış için uygun bir destektir. Biz yazın bunu güneşlenerek yapabiliriz.Vücut kısa süre için ısındığında, bunu ateşlenme sanarak lökosit sayısını arttırır. Hipertermi denen yöntem ise çok daha yüksek ısıda vücudun ısıtılmasıyla kanser tedavisine destek olarak uygulanan bir yöntemdir.Yani soğuk gibi sıcağında bağışıklıkla ilgisi var. Kısa süreli olarak uygulandığında her ikisi de etkili.

17-Aç kal:

Hastaysan yeme, aç kal. Yani hasta olduğumuzda sağlıklı yiyemiyorsak, bu alışkanlığımız yoksa yememek daha iyidir. Vücut zaten hastalıkla iştahsızlığı beraber getirir. Aç kalmak başlığı altına gece açlığını da eklemeliyiz ki bu sürede vücuttaki tüm eski hücrelerden otofaji ile kurtulalım.

18-Bitkisel lifli beslenmeyi artır:

Bakterilerini besle.İyi bakteri bolluğu iyi bir bağışıklık demektir

19-Sporu gündüz yap:

Saat 18.00 sonrası ağır spor yapma. Gece hücresel olarak dinleme ve tamir moduna geçmemiz gerekir. Ağır sporlar kortizolümüzü arttırır.

20-Gençlik hırsızı ol:

Sağlıklı kişilerin ve senden daha gençlerin florasından kapabilmek için onlarla beraber vakit geçir. Kalabalık aile çocuklarının daha sağlıklı bağırsak floraları olduğunu biliyoruz. Sağlıklı kişilerle vakit geçirmek sağlık verir.

21-Stresini azalt:

Bunu yapmak için kendine uyan yöntemi bul; seyahat, masaj, müzik, kedi köpek sevmek, meditasyon, yürüyüş vs. Her şeyi bozan, tüm otoimmün hastalıkları dürten, stresin coşturduğu sempatik sisteminin kapatma düğmesine bas.